Jump to content
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Ağır Mekan

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

TBBulgurlular

Kurucu
  • Katılım

  • Son ziyaret

TBBulgurlular kullanıcısının paylaşımları

  1. bir takvim etkinliği TBBulgurlular içerik ekledi : Konser & Etkinlik Takvimi

    🎸 %100 Metal İftiharla Sunar: 💥 DIRKSCHNEIDER – “Balls to the Wall” 40. Yıl Turnesi 💥 📅 11 Nisan 2025 📍 IF Beşiktaş Alman heavy metal efsanesi Udo Dirkschneider, Accept’in kült albümü Balls to the Wall’un 40. yılı şerefine İstanbul’a geliyor! Bu unutulmaz gece, yalnızca bir konser değil; gerçek bir metal ritüeli. 🎤 DIRKSCHNEIDER, Accept'in kurucu vokali Udo’nun, solo projesi U.D.O. dışında başlattığı özel bir anma projesi. Ve bu kez sahnede yalnız değil… 🧨 Bas gitarda Accept döneminin bir diğer mihenk taşı Peter Baltes, 🥁 Davulda dakikliğin tanımı Sven Dirkschneider, 🎸 Gitar cephesinde Andrey Smirnov ve Fabian “Dee” Dammers ile tam kadro sahnede olacaklar! 🖤 1983’te yayınlanan ve Accept’in dünya çapında patlama yaptığı Balls to the Wall albümü, – “London Leatherboys” – “Love Child” – “Winterdreams” ve daha nice ikonik parçayla eksiksiz şekilde canlı çalınacak. Üstelik sürpriz parçalar ve yepyeni sahne prodüksiyonuyla! Udo’nun sözleriyle: 🎟️ Tüm metal tutkunları için kaçırılmaması gereken bir gece. 🔥 Sert, gürültülü ve unutulmaz olacak!
  2. bir takvim etkinliği TBBulgurlular içerik ekledi : Konser & Etkinlik Takvimi

    Marco HietalaMarco Hietala, 2002 yılında Nightwish’in eski basçısı Sami Vänskä’nın yerine gruba katılmıştır. Nightwish’te bas gitarın yanı sıra vokalleriyle de dikkat çeken Hietala, esas olarak Tarot grubuyla özdeşleşmiştir. Tarot’ta sadece vokal yapmakla kalmaz, aynı zamanda şarkı sözlerini yazar ve müzikleri besteler. Grubun bir diğer üyesi ise Marco’nun kardeşi Zachary Hietala’dır. Hietala'nın güçlü vokali ve sahnedeki karizmatik duruşu, onu metal dünyasında öne çıkan isimlerden biri hâline getirmiştir. Tarja TurunenTarja Soile Susanna Turunen Cabuli (d. 17 Ağustos 1977), Finli soprano, söz yazarı ve müzisyendir. Sahne kariyerinde genellikle Tarja Turunen ya da yalnızca Tarja adını kullanır. 3 oktavlık etkileyici bir ses aralığına sahip olan sanatçı, şarkıcılığın yanı sıra piyano, davul ve flüt de çalabilmektedir. Tarja, klasik müzik eğitimini Sibelius Academy ve Almanya’daki Hochschule für Musik Karlsruhe'de almıştır. Her ne kadar profesyonel olarak klasik lied şarkıcısı olsa da, dünya çapında asıl ününü Nightwish’in kurucu üyelerinden biri ve uzun yıllar solisti olarak kazanmıştır. 1996’da Tuomas Holopainen ve Emppu Vuorinen ile birlikte kurdukları Nightwish, metal müziği klasik operatik öğelerle harmanlayarak senfonik metalin öncüsü hâline gelmiştir. Tarja’nın güçlü ve dramatik vokalleriyle şekillenen bu tarz, birçok gruba ilham kaynağı olmuştur. Etkinlik Hakkında Bilmeniz GerekenlerEtkinlik Yaş Sınırı: 18+ Kapı Açılış: 19:00 Etkinlik Düzeni: Ayakta Bilet Politikası: Satın alınan biletlerde iptal, iade veya değişiklik yapılamaz. Organizatör Yetkisi: Organizasyon firması, uygun görmediği kişileri bilet ücretini iade etmek koşuluyla alana almama hakkına sahiptir. Yasaklı Eşyalar: Dışarıdan getirilen yiyecek ve içecekler Profesyonel ses ve görüntü ekipmanları (kamera, fotoğraf makinesi vb.) Yanıcı, patlayıcı, kesici ve delici eşyalar (örneğin: deodorant, sprey, kolonya, termos, motor kaskı, lazer işaretleyici vb.) Sağlık Uyarıları: Konser alanındaki ses sistemleri geçici duyma kaybına, ışık düzenlemeleri ise geçici göz rahatsızlıklarına neden olabilir. Görüntü Kullanım Hakkı: Katılımcıların etkinlik sırasında çekilen görüntüleri, organizasyonun tanıtım materyallerinde kullanılabilir. Katılım gösteren herkes bu hakkın kullanımını kabul etmiş sayılır. Güvenlik: Alana girişlerde tüm katılımcılar güvenlik aramasına tabi tutulacaktır.
  3. bir takvim etkinliği TBBulgurlular içerik ekledi : Konser & Etkinlik Takvimi

    Pestilence İstanbul’da! Avrupa death metal sahnesinin efsanevi ismi Pestilence, 6 yıllık aranın ardından İstanbul’da sahne almaya hazırlanıyor! Tarih: 7 Mayıs 2025, Çarşamba Mekan: Dorock Heavy Metal Club Gecenin açılışını, Kadıköy’ün karanlık damarlarından beslenen ve son dönemde “Katastorf” albümleriyle adından sıkça söz ettiren Konatus yapacak. Bu özel gecede brutal rifflere, teknik sololara ve saf öfkeye hazır olun. EGEROCK35 & DEATHGROUND sunar: PESTILENCE x KONATUS Bu buluşmayı kaçırmayın!
  4. until

    🔥 CARNOPHAGE İzmir’de! 📅 Tarih: 19 Nisan 2025, Cumartesi 📍 Mekan: Che Bar, Alsancak – İzmir Türk death metal sahnesinin öncü gruplarından CARNOPHAGE, yeni albümleri “Matter Of A Darker Nature” kapsamında çıktıkları Türkiye turnesinin İzmir ayağında sahne almaya hazırlanıyor! 19 Nisan Cumartesi günü Che Bar’da gerçekleşecek bu yoğun ve ezici gecede, sahneyi iki güçlü yerel destek grubu da paylaşacak: İzmir’in teknik death metal devi DEVOURED ELYSIUM ve karanlık melodileriyle dikkat çeken LAST NIGHT AT HOME. 🎟 Kaçırmak istemeyeceğiniz bu yıkıcı performans için takviminizi işaretleyin! 🎶 Sert rifflere, blast beat’lere ve saf karanlığa hazır olun! 📲 Takipte kalın: @carnophage_official @devouredelysium @lastnightathome @che.izmir
  5. Alman endüstriyel metal grubu Rammstein'ın 2001 yılında yayınlanan "Sonne" klibi, yalnızca bir müzik videosu olmanın ötesine geçerek, postmodern dönemin en çarpıcı kültürel eleştirilerinden birine dönüşmüştür. Jörn Heitmann'ın yönetmenliğini üstlendiği bu çalışma, Grimm Kardeşler'in Pamuk Prenses masalını alışılagelmiş tüm masumiyet imgelerinden sıyırarak, kapitalist sistemin yıkıcı mekanizmalarını teşhir eden radikal bir politik alegoriye dönüştürür. Klip, başlangıçta Vitali Klitschko için hazırlanan bir boks marşı olarak tasarlanmış olsa da, Universal Music'in prodüksiyon sürecine müdahalesiyle birlikte, Alman kültürel hafızasının en karanlık köşelerine dokunan çok katmanlı bir sanat eseri haline gelmiştir. 2Klip boyunca Ruby Commey tarafından canlandırılan Pamuk Prenses karakteri, geleneksel masal anlatılarındaki pasif ve masum prenses imgesinden tamamen koparak, kapitalist sistemin despotik yüzünü temsil eden bir anti-kahramana dönüşür. Prensesin 2.10 metrelik devasa boyutu ve abartılı fiziksel özellikleri, Laura Mulvey'in "male gaze" (eril bakış) teorisini bilinçli olarak ters yüz ederken, aynı zamanda tüketim toplumunun grotesk bir parodisini sunar. Rammstein üyelerinin cüceleri oynadığı bu distopik evrende, prensesin emriyle madenlerde köle gibi çalıştırılan karakterler, modern kapitalist sistemin işçi sınıfına yönelik sömürü mekanizmalarını gözler önüne serer. Özellikle cücelerin yetersiz performans gösterdiklerinde fiziksel şiddete maruz kalmaları ve prensesin altın tozu bağımlılığı, Marx'ın meta fetişizmi kavramını görselleştirerek, kapitalizmin yozlaştırıcı etkilerini çarpıcı bir şekilde resmeder. Klipin görsel estetiği, Almanya'nın endüstriyel mirasına bilinçli göndermelerle doludur. Ruhr bölgesindeki eski kömür madenlerinden esinlenen set tasarımı, 19. yüzyıl sonu Alman İmparatorluğu döneminin ağır sanayi görüntülerini çağrıştırır. Bu tercih, Alman tarihinin en karanlık dönemlerine yapılan dolaylı bir referans olarak okunabilir. Özellikle Nazi dönemindeki işçi kampları ve Doğu Almanya'daki Stasi gözetim sistemleri, klipteki disiplin ve kontrol mekanizmalarıyla paralellik gösterir. Şarkıdaki "Eins, zwei, drei, vier..." şeklinde ilerleyen sayma teması, sadece boks maçlarındaki nakavt sayımını değil, aynı zamanda Frederick Taylor'ın bilimsel yönetim ilkelerini ve endüstriyel üretimin ritmik monotonluğunu da akla getirir. Bu sayısal düzen, kapitalist sistemin insanı nasıl mekanik bir varlığa indirgediğinin güçlü bir metaforudur. Müzikal unsurlar da klibin politik eleştirisini destekleyecek şekilde kurgulanmıştır. Spectrasonic'in "Symphony of Voices" sample kütüphanesinden alınan mekanik kadın vokaller, Theodor Adorno'nun "kültür endüstrisi" eleştirilerini akla getirir. Prensesin kahkahalarındaki yapaylık ve duygusuzluk, kapitalist sistemin insan ilişkilerini nasıl metalaştırdığını ve duygusal bağları nasıl yok ettiğini gösterir. Till Lindemann'ın güçlü bas vokalleri ise ezilen sınıfın öfkesini ve başkaldırısını temsil eder. Müzikteki ağır endüstriyel metal sound'u, madenlerdeki mekanik çalışma temposuyla örtüşerek, izleyiciye rahatsız edici bir uyum sunar. Felsefi açıdan bakıldığında, "Sonne" klibi Nietzsche'nin "Güç İstenci" kavramıyla derin bir diyalog içindedir. Şarkı sözlerindeki "Sie ist der hellste Stern von allen" (O, yıldızların en parlağı) ifadesi, Nietzsche'nin üstinsan kavramını çağrıştırırken, aynı zamanda faşizmin yüceltme retoriğine yönelik sert bir eleştiriye dönüşür. Prensesin devasa boyutları, Albert Speer'in Nazi mimarisindeki megalomaniyi anımsatır. Ancak Rammstein, bu imgeleri kullanarak iktidarın yozlaştırıcı etkisini teşhir eder. Marksist bir okumayla, klip Karl Marx'ın Kapital’inde tanımladığı meta fetişizmi kavramını görselleştirir. Prensesin altın enjeksiyon sahneleri, Guy Debord'un "gösteri toplumu" tezlerini çağrıştırırken, cücelerin madende çalışma sahneleri Friedrich Engels'in "İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu"ndaki betimlemeleri akla getirir. Klipin kültürel etkisi ve akademik kabulü oldukça geniştir. Berlin Sanat Üniversitesi'nden Prof. Klaus Neumann, klibi "postmodern bir Brechtyen yabancılaştırma örneği" olarak tanımlar. Frankfurt Okulu geleneğindeki bu okuma, eserin didaktik boyutunu vurgular. 2001 VMA Ödülleri'nde "En İyi Sanat Yönetmenliği" dalında aday gösterilen klip, YouTube istatistiklerine göre büyük ölçüde akademik amaçlarla izlenmektedir. 2019'da yayınlanan "Deutschland" klibinin sonunda "Sonne"nin piyano versiyonunun kullanılması, grubun kendi mitolojisini yaratma çabasını gösterir. Sonuç olarak Rammstein'ın "Sonne" klibi, 21. yüzyılın en karmaşık kültürel metinlerinden biridir. Geleneksel Alman masallarının, endüstriyel mirasın ve küresel kapitalizm eleştirisinin kesişiminde konumlanır. Walter Benjamin'in "Pasajlar"ında tanımladığı diyalektik imge kavramını çağdaş bir forma büründüren bu çalışma, izleyiciyi rahatsız edici bir tarihsel hesaplaşmaya davet eder. 22 gün süren çekimler ve 1.2 milyon DM'lik bütçeyle hayata geçirilen klip, Vivienne Westwood tarafından tasarlanan 18 kg'lık prenses kostümü ve Sovyet dönemi Çekoslovakya'sında çekilen maden sahneleriyle, sanatsal titizliğin de önemli bir örneğidir. Eserin güncelliğini koruması, Rammstein'ın sadece bir müzik grubu değil, aynı zamanda kültürel bir fenomen olduğunun kanıtıdır.
  6. Fransız sosyolog Maurice Halbwachs, belleğin hem bireye hem de topluma ait olduğunu ifade etmiştir. Bir olaya dair farklı bireysel hatıralar mevcut olsa da, toplumsal bellek bireyin anılarını derinden şekillendirebilir. Almanya’nın 20. yüzyılda yaşadığı karanlık tarihle yüzleşme çabaları —Soğuk Savaş dönemindeki bölünmeden Nazi rejiminin gerçekleştirdiği soykırım dehşetine kadar— kültürel belleğin bu ülkede özellikle önem kazanmasına yol açmıştır. Mart 2019’da Alman heavy metal grubu Rammstein, yeni ve tartışmalı şarkısı ‘Deutschland’ı yayımladı. Bu şarkının sözleri ve videosu, Alman tarihine dair kolektif hafızanın izlerini, ulusal kimlik politikalarını ve bunlara eşlik eden tartışmaları anlamak için kritik bir pencere sunar. Rammstein’ın şarkılarında sıklıkla kullandığı şifreli imgeler ve metaforik dil, tıpkı grubun Alman tarihine dair kesitler sunuşu gibi, izleyiciye ancak parçalı bir bakış sağlar. Şarkı, MS 9 yılında gerçekleşen Teutoburg Ormanı Savaşı’na göndermeyle başlar: Afro-Alman aktris Ruby Commey tarafından canlandırılan Germania (Almanya’nın kişileştirilmiş hâli), ölü bir askerin kafasını keserken, Roma lejyonerleri ağaçlardan sarkan yoldaşlarını izler. Bu olay, sonradan Alman milliyetçileri tarafından Arminius’un Germen kabilelerini Roma’ya karşı birleştirmesinin bir sembolü olarak benimsenmiş ve Roma ile Germania arasındaki sınırı çizen mitolojik bir anlatıya dönüştürülmüştür. Şarkının devamında, Hindenburg faciası ve Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) saldırıları gibi somut tarihsel olaylardan, 1920’lerin siyasi şiddetini boks maçı metaforuyla anlatan soyut sahneler arasında geçişler yapılır. Doğal olarak, Rammstein’ın üslubuna uygun biçimde video, tartışma yaratacak imgelerle doludur: Reformasyon ve Din Savaşları’na atıfta bulunulabilecek bir sahnede keşişler, Germania’nın bedeni üzerinde iğrenç bir ziyafet çeker; Doğu Almanya liderlerinin ikiyüzlülüğünü vurgulamak için şampanya içen grup üyeleri, bir anda orgi sahnesine geçiş yapar. Till Lindemann, Erich Honecker’i andıran kıyafetiyle, Sovyet lider Leonid Brezhnev ile ‘sosyalist kardeşlik öpücüğü’nü canlandırır. Hatta video sonundaki jenerikte bile Alman kültürüne gönderme yapılır: ‘Sonne’ şarkısı eşliğinde, Disney’in Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler hikâyesinin çarpıtılmış bir versiyonu gösterilir. Bu masalın kökeni Alman folkloruna dayandığı için, grup kendi tarihini daha geniş bir kültürel bağlama oturtur. Videonun en tartışmalı bölümü, toplama kampı sahneleridir. Grup üyeleri, idam sehpasında beklerken Davut Yıldızı, pembe üçgen (eşcinselliği simgeleyen) ve Davut Yıldızı üzerine kırmızı üçgen (sosyalist Yahudi işareti) takar. Germania bu kez SS subayı kıyafetiyle belirir ve arka planda V-2 roketleri gökyüzüne fırlatılır. Bu görüntülere eşlik eden sözler şöyledir: Videonun sonunda mahkûmlar, tipik Rammstein tarzında, Naziler’i yüzlerinden vurarak kanlı bir intikam alır. Grup bu sahne için bilinçli olarak Mittelbau-Dora Toplama Kampı’nı (Nordhausen) seçmiştir. Wernher von Braun’un V-2 roketlerini inşa etmek için 350’den fazla mahkûm asılmış ve 20.000’e yakını ölesiye çalıştırılmıştır. Büyük bir adaletsizlikle, von Braun gibi birçok Nazi bilim insanı, ABD’ye götürülerek roket projelerinde çalıştırılmış ve katliam suçlarından yargılanmamıştır. ‘Deutschland’da Rammstein, Alman tarihine özgün bir perspektiften bakmayı hedefler. Şarkının ilk bakışta milliyetçi bir ton taşıdığı düşünülse de, aslında Alman tarihini kasvetli ve şiddet dolu bir süreç olarak resmeder. Weimar Cumhuriyeti’nin altın çağı yerini siyasi şiddet ve zulme bırakır; Roma’ya karşı kazanılan zafer kanlı bir katliam olarak gösterilir. Geçmişteki hoşgörüsüzlükler, günümüzdekilerle bağlantılandırılır: Cadı yakma sahneleriyle Naziler’in kitap yakması yan yana sunulur. İlginç bir şekilde, Alman tarihini konu alan bu şarkıda Hitler, Bismarck, Büyük Friedrich veya Martin Luther gibi tanınmış figürler yer almaz. Erich Honecker ve Karl Marx (Chemnitz’deki dev heykeliyle) ancak parodiler aracılığıyla görünür. Bu durum, grubun ‘anti-vatansever’ duruşunu ve tarihin ‘Büyük Adamlar’ yerine kitlelerin eylemi üzerinden okunması gerektiğine dair vurgusunu pekiştirir. Ayrıca Rammstein, Almanya’nın marjinalleştirilmiş tarihine ışık tutmaya çalışır: Afro-Alman bir kadınla temsil edilen Germania, dövülen bir siyasi mahkûm rolündeki Lindemann, ve Nazi zulmüne uğrayan Yahudi ve eşcinselleri canlandıran grup üyeleri, şiddetin kurbanlarından intikam alan figürlere dönüşür. Grubun kendi siyasi duruşu ve güncel meseleler, bu tarih anlatısının şekillenmesinde kritik rol oynar. Tarih vakumda var olmaz; her kuşak tarafından yeniden yorumlanır ve yeni anlatılara uyarlanır. Rammstein’ın tarih okuması, bu sürecin bir parçasıdır ve Almanya’da yükselen yabancı düşmanı milliyetçiliğe doğrudan bir eleştiri niteliği taşır. Grup, faşizm karşıtı duruşunu açıkça beyan etmiştir: 2011’de Rolling Stone’a verdiği röportajda Lindemann, “Sosyalistiz ve Naziler’den nefret ediyoruz!” demiştir. Bu durum, işçi hareketi marşı Einheitsfrontlied’e gönderme yapan ‘Links 2,3,4’ şarkısında da net biçimde görülür. Son on yılda Almanya’da aşırı sağın yeniden yükselişe geçmesi —Pegida ve AfD’nin güçlenmesi— Nazizm travmasına rağmen faşizmin hâlâ filizlenebileceğini göstermektedir. 9 Ekim 2019’da, Holokost inkârcısı bir aşırı sağcının Halle’de bir Türk kebapçısı ve sinagogu hedef alması, bu bağlamda anlamlıdır. Rammstein, tarihi bu ortamda yeniden değerlendirir ve milliyetçilerin görmezden geldiği karanlık gerçeklere dikkat çeker: ‘Deutschland’, sözleri ve sembolleriyle aşırı sağa karşı bir direniş aracına dönüşür. Germania’nın Afro-Alman bir aktrisle temsil edilmesi de tesadüf değildir. Beyaz, Hristiyan ve heteroseksüel olmayan her şeye saldıran yeni faşizm karşısında Rammstein, kasıtlı bir meydan okuma sergiler. Ancak bu duruş, Alman kültürel belleğindeki eksiklikleri de gözler önüne serer. Antisemitizm, Avrupa tarihi boyunca yaygın bir olgu olmuş ve Almanya’da da Bismarck’ın Kültür Savaşı’ndan Nazi kamplarına kadar uzanan kirli bir geçmişe sahiptir. Holokost, Yahudilerin ve diğer “aşağı ırklar”ın kamplara doldurulmasıyla başlamamış, toplumdaki marjinal gruplara yönelik yüzyıllık bir hoşgörüsüzlüğün ürünüdür. Almanya, Holokost’la yüzleşme konusunda adımlar atmış olsa da, Nazi öncesi antisemitizm devlet destekli bir bellek çalışmasına dâhil edilmemiştir. Berlin’deki Tiergarten hâlâ Bismarck’ın Yahudi ve Katolik karşıtı politikalarına rağmen dev heykeline ev sahipliği yapar. Afro-Alman Germania imgesi de benzer bir sorunu işaret eder. Almanya’nın siyahi nüfusu ve sömürgecilik tarihi, genellikle diğer travma anlatıları gölgesinde kalmıştır. 1904’te Namibya’da Alman İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen Herero, Nama ve San soykırımları (20. yüzyılın ilk soykırımı) ve Naziler’in ‘Ren Nehri Piçleri’ olarak aşağıladığı melez çocukların kısırlaştırılması, kültürel bellekten silinmiştir. Rammstein’ın ‘Deutschland’ı da, tıpkı Alman toplumsal hafızası gibi, sömürgecilik ve ırkçılık tarihine kör kalmaktadır. Son olarak, videonun fragmanı yayımlandığında patlak veren tartışmalar dikkat çekicidir. Grubun geçmişteki BDSM imgeleri, 1998’de Massachusetts konserinde seyirciye fırlatılan dildo ve 2019 Temmuz’unda Putin’in homofobik yasalarını protesto için St. Petersburg’daki sahnede öpüşmeleri gibi provokatif eylemleri, bu tepkilerin beklenmesine neden olmuştur. Ancak Mittelbau-Dora sahnesinin fragmanda kullanılması, Holokost’un hafife alındığı ve antisemitizm beslendiği suçlamalarını doğurmuştur. Sahnenin bağlamı netleşince bu iddialar geri çekilse de, Almanya Antisemitizm Komiseri Felix Klein’ın “sanatsal özgürlüğün zevksiz bir tezahürü” yorumu, tartışmaları sonlandırmamıştır. Rammstein, videodaki herhangi bir şiddet sahnesini seçebilecekken, soykırım imgelerini kullanmayı tercih etmiştir. Grubun antisemitizm ve faşizm karşıtı duruşuna rağmen, Holokost’un travmasını provokasyon aracı olarak kullanması, kültürel belleğin eşitsiz bir şekilde deneyimlendiğini gösterir. 16 milyon Yahudi, Roman, Slav ve “istenmeyen”in acıları, şok etkisi uğruna araçsallaştırılmıştır. Sonuç olarak, Rammstein’ın ‘Deutschland’ı, tarih, bellek ve güncel siyasetin kesişiminde ilham verici ve tartışmalı bir eser olarak öne çıkar. Tarih ve bellek, bugünün siyasi ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillenir; bu şarkı da toplumdaki yükselen hoşgörüsüzlüğe karşı bir silaha dönüşebildiği kadar, reklam aracı olarak da kullanılabilir. Rammstein’ın sözleriyle: “Almanya, nefesin soğuk, hem genç hem çok yaşlı, Almanya, sevgin lanet ve nimet”.
  7. Rammstein’ın ‘Deutschland’ single’ı ve eşlik eden videosu, boyut ve ölçek açısından şaşırtıcı derecede etkileyici ancak tam olarak ne anlatıyor? Oxford Üniversitesi’nden bir profesörle tüm detayları inceledik. Rammstein, ‘Deutschland’’ı ve çarpıcı videosunu sunduğunda, sahneyi yeniden domine eden bir grubun manifestosunu izledik. ‘Deutschland’ öncesinde Rammstein, 10 yıl boyunca yeni materyal yayımlamadı. Bir müzik grubu için bu süre, özellikle 2010’lar gibi teknolojinin ve müzik endüstrisinin baş döndürücü hızla dönüştüğü bir dönemde, oldukça riskliydi. Öncü konumunu korumaya odaklanan Rammstein için iz bırakacak bir geri dönüş kritikti. Ancak ‘Deutschland’’ı kimse beklemiyordu. 9 dakikayı aşan süresiyle video tıpkı şarkının kendisi gibi Alman tarihinin en karanlık ve kanlı sayfalarını didik didik ediyor. Specter Berlin tarafından yönetilen eser, bir müzik videosundan öte, sinematik bir şölen niteliğinde. Alman tarihine hâkim olmayanlar için ise kafa karıştırıcı olabilir. Bu nedenle, Oxford Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi Dr. Alexandra Lloyd’dan videonun 9 dakikasında olup biteni şifrelemesini istedik. Rammstein’ın ‘Deutschland’ videosu, izleyiciyi Alman tarihinin dramatik, şiddet dolu ve duygusal bir yolculuğuna çıkarıyor. 9 dakikalık süre, tarihsel olaylar, mitolojik figürler ve gizli referanslarla öylesine yoğun ki, hayranların ve yorumcuların üzerinde uzun süre tartışacağı bir eser ortaya koyuyor. Video, MS 16 yılında, Roma İmparatorluğu’nun sınırı olan Limes’in “barbar” tarafında başlıyor. Teutoburg Ormanı Savaşı’nın hemen sonrasında, Roma lejyonerleri ormanda ilerlerken Germen kabilelerinin lideri Arminius (Almanların efsanevi kahramanı Hermann) tarafından pusuya düşürülür. Roma’nın kaybettiği üç lejyon standardı, hem sembolik hem de fiziksel bir yenilgiyi temsil eder. Bu savaş, Roma’nın Ren Nehri’nin doğusundaki Germania topraklarını fethetme umudunu sona erdirir. Germania, yalnızca bir coğrafi bölge değil, aynı zamanda Alman halkını temsil eden ulusal bir alegoridir. Geleneksel tasvirlerde zırhlı ve savaşa hazır bir kadın olarak betimlenen Germania, videoda Ruby Commey tarafından canlandırılıyor. Kartal motifli zırh, siyah-kırmızı-altın renkli bayrak ve taç gibi semboller, videoda sürekli tekrar ederek ulusal kimlik temasını vurgular. İlk sahnede, Till Lindemann’ın kesik başını tutan Germania belirir. Ardından, cam ve metalden yapılmış tabut benzeri bir kutu taşıyan astronotlar ve I. ve II. Dünya Savaşı’nda kullanılan U-bot (Alman denizaltısı) görülür. Sonraki sahnede, Weimar Cumhuriyeti (1918-1933) dönemine atıfta bulunan bir boks maçı yer alır. Bu dönem, siyasi istikrarsızlıkla iç içe geçmiş kültürel liberalizmi temsil eder. Germania, burada flapper tarzı kabare kostümüyle belirirken, parmaklıklı yumruk koruyucuları takan boksörler kalabalığı coşturur. Rammstein’ın ‘Deutschland’ Videosu Analizi: Marx, Lenin ve DDR Eski Doğu Almanya (DDR) sahnelerinde, Marx ve Lenin büstleri, DDR’nin ulusal amblemi ve uzun süreli baskıcı lider Erich Honecker’ın bir benzeri dikkat çeker. Bir diğer sahnede, SSCB uzay programına katılan ilk Alman Sigmund Jähn’e (2003 yapımı Good Bye Lenin! filminde de yer alan karakter) gönderme yapılır. Orta Çağ keşişleri, Germania’nın üzerinde lahana turşusu ve sosis ile grotesk bir ziyafet çeker; tarihin farklı dönemlerine ait üniformalı gardiyanlar, mahkûmları döver. En şok tartışma yaratan sahne, Holokost ve Nazi dönemine göndermedir. Gruptan dört üye, toplama kampı mahkûmlarının çizgili kıyafetleriyle darağacında asılmayı bekler. Üzerlerinde, “suçlarını” belirten kumaş semboller bulunur: pembe üçgen (eşcinseller), sarı yıldız (Yahudiler), kırmızı-sarı yıldız (siyasi Yahudi mahkûmlar). Videonun fragmanında yer alan bu sahne, daha önce de tepki çekmişti: Rammstein’ın bu tasviri yapma hakkı var mı? Holokost kurbanlarının acısını hafife mi alıyorlar? Bu imgeleri promosyon aracı olarak kullanmak nasıl meşrulaştırılabilir? Bu sorular, sanat ve medyada Holokost’un kullanım etiğine dair büyük bir tartışmanın parçasıdır. Diğer sahneler arasında, 1937’de 36 kişinin öldüğü Hindenburg Faciası’na referans veren yanan zeplin; 13. yüzyıl efsanesi Fareli Köyün Kavalcısı’nı anımsatan fare sürüleri; Berlin Brandenburg Kapısı’nın üzerindeki dört atlı araba (Quadriga) ile örtüşen kurşun kolyeli Germania; ve Bavyera’daki Walhalla Anıtı’nı çağrıştıran mermer büstler yer alır. Hapishane sahnesinde, 1920’lerdeki hiperenflasyonu simgeleyen uçan banknotlar; Naziler’in kitap yakması ile cadı yakma sahnelerinin kesişimi; Batı Almanya’da 1970’lerde aktif olan Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) üyeleri; ve Üçüncü Reich dönemindeki kilise-devlet iş birliği eleştirisi dikkat çeker. Her sahne, bir dönemin ikonik imgelerini yakalarken, video ilerledikçe geçişler giderek hızlanır. Kırmızı lazer ışını (“roter Faden”), olayları birbirine bağlayan merkezi bir tema işlevi görür. Almanya’nın tarihle hesaplaşma biçimi benzersizdir. Britanya tarihini anlatan benzer bir video düşünün: Britannia’yı Ruby Commey canlandırsa, hangi olaylar yer alırdı? Roma, Haçlılar, keşişler gibi ortak sahneler olsa da, aynı etkiyi yaratır mıydı? Video, duygusal bir bağ veya umut taşımıyor: 1989 sonrası Almanya’nın eleştirel ancak ileriye dönük tavrıyla tezat oluşturan karamsar bir ton hakim. Berlin Duvarı’nın yıkılışı ve yeniden birleşme gibi olaylar atlanırken, uzay giysili grup üyeleri, Germania’yı cam tabut içinde bilinmeyene taşır. ‘Sonne’ videosunda Pamuk Prenses’in cam tabutta hapsedilmesi ve grubun onu özgürleştirme çabası, ‘Deutschland’ın finaliyle paralellik gösterir. ‘Sonne’ın piyano versiyonu, jenerikte çalarak bu bağı pekiştirir. Germania’ya (veya Almanya’ya) dair temel mesaj nettir: “Ona aşık olamazsın, onsuz da yaşayamazsın.”
    • 2 Yerler
    • 0 Başvuru Sahipleri
    Baş Editöre Hazırlık Sürecinden Sorumlu Editör) AĞIR MEKAN, metal ve rock müzik kültürüne odaklanmış özgün içeriklerle topluluğuna yön veren bir platformdur. Yayınlarımızın içerik kalitesini en üst düzeyde tutmak adına, yazarlarımız tarafından hazırlanan yazıları kontrol ederek baş editöre sunacak, yayın öncesi tüm düzenleme süreçlerinde aktif rol üstlenecek İçerik Editörleri aramaktayız. Bu pozisyon, yalnızca dil bilgisi denetimi değil; içerik konsepti, yazının akışı, tutarlılığı ve yayın politikalarına uygunluğu gibi birçok alanda sorumluluk taşımaktadır. Görev ve SorumluluklarYazarlar tarafından teslim edilen içerikleri detaylı biçimde incelemek Dil bilgisi, yazım kuralları ve noktalama açısından içerikleri düzenlemek Konsept, içerik bütünlüğü ve anlatım akışını kontrol etmek Gerekli düzenlemeleri yaparak metni yayına hazır hale getirmek İçeriklerin AĞIR MEKAN’ın yayın politikalarına ve tematik duruşuna uygunluğunu denetlemek Gerektiğinde yazarlara geri bildirimde bulunmak, içerik revizyonlarını yönlendirmek Düzenlenmiş içerikleri zamanında baş editöre teslim etmek İçerik takvimine ve teslim tarihlerine riayet etmek Aranan NiteliklerTürkçeyi yazılı ve sözlü olarak etkin, doğru ve akıcı şekilde kullanabilmek Üniversite mezunu olmak Editoryal süreçler, yazım kuralları ve içerik düzenleme konularında tecrübeli veya yetkin Metal ve rock müzik kültürüne ilgi duyan veya bu alanda bilgi sahibi olan Detaylara önem veren, titiz ve sorumluluk sahibi bir çalışma disiplini olan Dijital ortamda içerik düzenleme araçlarını kullanabilen (Word, Google Docs vb.) Gönüllülük esasına dayalı bu rolü benimseyip katkı sunmak isteyen
    • 5 Yerler
    • 0 Başvuru Sahipleri
    AĞIR MEKAN, metal ve rock müzik kültürüne adanmış bir topluluk platformu olarak, yalnızca içerik üretiminde değil; aynı zamanda etkinlik takibi, bilgi paylaşımı ve sahneye dair farkındalık yaratma misyonunu da üstlenmektedir. Bu kapsamda, Türkiye genelinde —özellikle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere— gerçekleşen yerli/yabancı, amatör/profesyonel tüm konserleri ve ilgili etkinlikleri takip ederek topluluk takvimimize düzenli olarak giriş sağlayacak Takvim Editörleri aramaktayız. AĞIR MEKAN topluluğunda takvim paneli, üyelerimize bildirim, e-posta ve platform içi duyuru kanallarıyla ulaşan, yüksek etkileşimli bir bilgi sistemidir. Bu nedenle takvim editörlüğü, yalnızca bir veri giriş görevi değil; topluluğun müzik sahnesiyle bağını güçlendiren, etkinliklerin görünürlüğünü artıran stratejik bir görevdir. Aradığımız ÖzelliklerMetal ve rock müzik kültürüne ilgi duyan veya bu alanda bilgi sahibi olan Etkinlik takibini düzenli ve titizlikle yapabilecek zaman yönetimi becerisine sahip Sorumluluk bilinci gelişmiş, özveriyle çalışabilecek Ekip çalışmasına yatkın, iletişime açık İnternet ve sosyal medya üzerinden etkinlik araştırması yapma konusunda becerikli Basit düzeyde veri giriş işlemleri yapabilecek dijital okuryazarlığa sahip (panel kullanımı öğretilecektir) Haftalık olarak belirli saat aralıklarında aktif olabilecek Görev ve SorumluluklarTürkiye’de (özellikle İstanbul, Ankara ve diğer büyük şehirlerde) gerçekleşen konser, lansman, imza günü, söyleşi, atölye gibi etkinlikleri takip etmek Yerli ve yabancı sanatçılara ait etkinlikleri, gerek doğrudan gerekse sosyal medya, etkinlik platformları ve kulüp sayfaları üzerinden araştırarak tespit etmek Edindiği bilgileri AĞIR MEKAN takvim paneline zamanında, doğru ve eksiksiz şekilde işlemek Belirli bir içerik formatına uygun şekilde etkinlik bilgilerini düzenlemek Gerektiğinde takvimdeki bilgileri güncellemek, iptalleri veya değişiklikleri takip etmek Kurallar ve SüreçTüm editörlerimize kısa bir panel eğitimi sağlanacaktır. Editörler haftalık plan dahilinde en az 1 gün aktif içerik girişi yapmalıdır. Giriş yapılan her etkinlik, içerik doğruluğu açısından kontrol edilmekte ve kalite standartlarına uygunluk aranmaktadır. Gönüllülük esasına dayalı bu görevde, katkı sağlayan editörlerimiz sitede isimleriyle onurlandırılacak ve dilerlerse profil bağlantılarına yer verilecektir. İlerleyen süreçte, aktif editörlerimiz için basılı teşekkür belgeleri, özel içerik erişimi ve organizasyonlarda temsil hakkı gibi fırsatlar da sunulacaktır. Başvuru SüreciTakvim editörü olarak başvurmak isteyen adayların aşağıdaki "Başvur" butonunu kullanarak formu doldurması gerekmektedir. Başvuru formunda: Kısa bir tanıtım metni Neden bu görevle ilgilendiğinize dair kısa bir açıklama Daha önce benzer bir sorumluluğunuz olduysa örnek paylaşımı yer almalıdır.
  8. Müzisyen ilan panosu ve 2. el ekipman ilan panelini gezmeyi unutmayın...
  9. AĞIR MEKAN da biraz değişikliğe gittik umarız beğenirsiniz.
    • 15 Yerler
    • 1 Başvuru Sahibi
    AĞIR MEKAN YAZAR ARIYOR! 🖋️🤘AĞIR MEKAN, metal ve rock müzik kültürüne yönelik nitelikli içerikler üreten, müzik sektöründeki güncel gelişmeleri takip eden ve alanında uzman bir yayın platformudur. Amacımız, müziğin farklı türlerine dair derinlemesine analizler sunarak, dinleyicileri ve müzik profesyonellerini bilgilendirmek ve sektöre katkıda bulunmaktır. Bu doğrultuda, metal ve rock müziğe ilgi duyan, akademik disipline sahip, araştırma ve yazım yetkinliği gelişmiş yazarlar arayışındayız. Aranan NiteliklerMetal ve rock müzik kültürü hakkında bilgi sahibi olmak veya bu alanda kendini geliştirmeye istekli olmak Akademik ve analitik düşünme becerisine sahip olmak; araştırma ve içerik üretim süreçlerinde titizlikle çalışmak Türkçeyi yazılı ve sözlü olarak etkin ve kurallarına uygun şekilde kullanabilmek En az Üniversite mezunu olmak. Temel düzeyde Office programları (Microsoft Word, Google Docs vb.) kullanabilmek Düzenli içerik üretimini sürdürebilecek teknik altyapıya sahip olmak (dizüstü veya masaüstü bilgisayar kullanımı vb.) Güncel gelişmeleri takip eden, eleştirel bakış açısı geliştirebilen ve analitik düşünme becerisi yüksek birey olmak Ekip çalışmasına uyum sağlayarak kolektif üretim süreçlerine katkıda bulunmak Görev ve SorumluluklarMetal ve rock müzik alanında haber, analiz, inceleme, röportaj ve köşe yazıları hazırlamak Güncel gelişmeleri takip ederek özgün ve bilgi değeri yüksek içerikler üretmek Belirlenen yayın planına uygun olarak içerik üretmek ve teslim süreçlerine riayet etmek Platformun yayın politikalarına, etik kurallarına ve içerik standartlarına uygun yazılar kaleme almak Başvuru Süreciİlgili pozisyona başvuruda bulunmak için aşağıda yer alan “Başvur” butonunu kullanarak formu doldurmanız gerekmektedir. Başvurunuzun değerlendirmeye alınabilmesi için, kendinizi ve yazarlık deneyiminizi anlatan kısa bir tanıtım metni eklemeniz beklenmektedir. Daha önce yayımlanmış veya örnek olarak hazırladığınız içerikler bulunuyorsa, başvurunuza eklemeniz olumlu bir değerlendirme süreci açısından önerilmektedir. AĞIR MEKAN ailesinin bir parçası olarak metal ve rock müzik kültürüne katkıda bulunmak isteyen tüm adayları başvuruya davet ediyoruz.
  10. UYARI! Bu yazı 14 Mart, 2025 - 15:22 itibarıyla yayından kaldırılmıştır. Yazar Necrocyber tarafından yayına alınmış bu yazı ve röportaj, Türkçe yazım kurallarına uygun olmadığı ve gerekli editoryal kontroller yapılmadan izinsiz olarak paylaşıldığı için 14 Mart, 2025 - 15:22 itibarıyla yayından kaldırılmıştır. Söz konusu kişi, yazıyı gerekli düzenlemeleri yapmadan alelacele yayına alarak INHUMAN DEPRAVITY grubunu da bu sürece dahil etmiş ve ülkemizin değerli bir müzik grubunuda AĞIR MEKAN'dan habersiz bir şekilde bu durumun içerisinde bırakmıştır. Amatörce yayına alınıp, ön inceleme yapılmadan, anlaşılamayan ve öğrenilemeyen sebeplerle alelacele yayınlanan bu yazı nedeniyle değerli grubumuz INHUMAN DEPRAVITY ve yazıyı hatalı haliyle okumak zorunda kalan kıymetli okurlarımızdan özür dileriz. Ayrıca, grubun bu tür yanlışlıklar ve kişisel süreçler nedeniyle haksız yere bu durumun içine çekilmesinden dolayı büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. AĞIR MEKAN olarak, platformumuzun okur kitlesi ağırlıklı olarak üniversite mezunu ve eğitimli bireylerden oluşmaktadır. Bu nedenle, yayınladığımız içeriklerin dil bilgisi ve imla kurallarına uygun olmasına, okunaklı ve akademik bir standart taşımasına özen göstermekteyiz. AĞIR MEKAN olarak, içeriklerimizin dil bilgisi ve imla kurallarına uygun olmasına, okunaklı ve belirli bir standart taşımasına büyük önem veriyoruz. Okuyucularımıza kaliteli ve özenli içerikler sunmak, platformumuzun temel prensiplerinden biridir. Bu nedenle, editoryal süreçten geçmeyen, dil ve anlatım açısından yetersiz içeriklerin yayında kalması mümkün değildir. Yayın politikamız gereği, belirli bir seviyeyi korumak adına bu tür durumlara karşı her zaman titizlikle hareket edeceğimizi kamuoyuna duyururuz. AĞIR MEKAN YÖNETİMİ
  11. Kendisine müziğe adamış bir müzisyen düşünün. Hayatının her alanında, her saniyesinde yıpranmadan ve dur durak bilmeden endüstriyel müziğe gönül vermiş bir müzisyen Tim Skold. 1985 yılında Shotgun Messiah ile Glam Rock yaparak başladığı bu serüveni çok underrated bir tarz olan, bazı metal müzik çevrelerinde bile zor kabul görmüş bir tarz olan Endüstriyel Rock/Metal yaparak müzik hayatına devam etti. Skold birçoğumuzun bu müziğin en sıra dışı hali ile popüler olan gruplarından biri sayılan Marilyn Manson sayesinden tanıdığı bir müzisyen olabilir. Tabii çok daha öncelerinde KMFDM ile de birden fazla çalışma ve konser gerçekleştirdi. Marilyn Manson sonrası daha çok solo çalışmalarına devam etmiş olsa da, bu piyasada tanınan gruplardan biri olan Front Line Assembly ile albüm ve konser çalışmalarına devam etmektedir. Bunun dışında bitmek bilmeyen enerjisi ile Psyclon Nine vokalisti ve kurucusu Nero Bellum ile “Not My God” isimli yan projesi de devam etmektedir. Tim Skold’un müzik tarihine kısaca göz attıktan sonra, gelelim son albümü Seven Heads ile Tim Skold'un ne yaptığına birlikte bakalım. Hala kendi fikrimin arkasında durarak “Never Is Now” benim için en güzel, en kaliteli; tabiri caiz ise en klas albümü hala. Sonuçta yıllar ilerledikçe müzisyen evriliyor ve ortaya çok farklı düşünceler ile çok farklı bir tarz içerisinde; anlamını ve duygusunu yitirmeden yapılmış bir müzik tarzı ortaya çıkabiliyor. Skold da böyle bir müzisyen işte. Bir albüm bir sonraki albümü takip eden nitelikte değil asla. Her şarkının ayrı bir karakteristik özelliği var baktığınızda. Bu albüm sanki eski Skold albümlerine göre daha soft, daha naif, daha duygu yüklü gitar sololarına ve buna bağlı olarak daha akıcı bir ruh yüklü bir yapıya sahip. Bu cümle ile sakın eski Skold albümlerinin duygusuz ve ruhsuz olduğunu söylediğim düşünülmesin. Kısaca parçalara değinecek olursam, açılış şarkısı olan “Rat King” ve arkasından gelen “I’m Still Right” Skold'un yer yer Marilyn Manson dönemindeki şarkılara selam çakar vaziyette bir sound ile geliyor aslında. “F.U.” basit ve güzel rifleriyle gayet enerjik bir Skold şarkısı. “Hold the Night”, “Paradox” ve favori balladım “Better Luck Next Life” ile Skold albümün gidişatının biraz sakinleşmesini istemiş. Özellikle “Hold the Night” ve “Better Luck Next Life” şarkılarının sonlarında yer alan gitar soloları, bana göre şu zamana kadar Tim Skold tarihindeki en güzel gitar sololarıdır. “My Addiction” biraz trendy, radio-friendly bir şarkı gibi gözükse de gayet sert bir endüstriyel metal şarkısı diyebiliriz. “Black to Blacker” standart normlarda yer alan bir Skold şarkısı. “Death or Liberty” biraz daha karanlık riffler, karanlık synth kullanımları olmasına rağmen çok fazla akılda kalıcı bir sounda sahip değil ne yazık ki. “Turn Away” vasatın üzerinde diyebileceğim bir Skold balladı. “Return To Europa” biraz depresif ve dinlendirici bir alt yapıya sahip. Albümün kapanış şarkısı olan “Lost For the Cause”, albümdeki “Better Luck Next Life”'dan sonraki kesinlikle 2. favorim. “Lost For the Cause” mükemmel melodik bir alt yapıyla birleşen, derin synth elementleriyle birleşen bir şaheser kesinlikle. Albüm, ilk 6 şarkı ve kapanış şarkısı dışında eski albümleri kadar vurucu bir hissiyatta olmasa da Skold biraz farklı işler denemiş olsa da dinlenebilecek bir albüm çıkarmış. Skold’a olan saygımdan dolayı 10 üzerinden 6 verebileceğim bir albüm olmuş.
  12. İzmir'in tenha köşelerinden yükselen black metal projesi Yüz Karası, metal sahnesine heyecan verici bir soluk getiriyor. Grubun ilk uzunçaları ve bağımsız çalışması olan "Putkıran" albümünden gelen 'Kokuşmuşluğun Tefsiri' isimli parça, artık müzik video klibiyle hayranlarıyla buluşuyor. Bu video klip, Ercan Kaya'nın yönetmenliğinde ve Hacer Bozkurt'un sanat yönetimiyle görsellerle dolu bir deneyim sunuyor. Klibin açılışı, Cadı Doktor Gülşah Kazancı'nın etkileyici performansıyla gerçekleşiyor. Gülşah Kazancı'nın canlandırdığı karakter, şarkının derin anlatımı gibi izleyiciyi sislerin ardındaki karanlık diyarlara çekiyor. Sercan Çetin'in dirilen ceset olarak canlandırdığı karakter ve Siyah Cübbeli Fedailer'in tehditkar varlığı, klip boyunca Yüz Karası'nın müziğiyle birleşerek unutulmaz bir deneyim sunuyor. Sözler ise karanlık bir şiiri andırıyor. İçsel acıyı ve karanlığı temsil eden bu sözler, Yüz Karası'nın müzikal ifadesine derinlik katıyor. "Kokuşmuşluğun Tefsiri" adlı parça, kahpenin satılmış dölleri ve ihanetin acı yüzünü yansıtırken, karanlık ve öfkenin dansını anlatıyor. Yüz Karası'nın müzikal yolculuğu, 2020'de "Zehirli, Kutsal" teklisiyle başladı. Ardından "Satır Yaraları" ve "Moloz" gibi çıkışlarla metal sahnesinde dikkatleri üzerine çekti. 2023'te ise Yüz Karası'nın karanlık ve derin evrenini yansıtan "Putkıran" albümüyle zirveye ulaşıldı. Bu albüm, grup içindeki yetenekli müzisyenlerle birlikte karanlık bir sanat eseri olarak hayat buldu. Grubun üyeleri arasında Canberk Akkonak (Daemonium III), Yekta Gürarslan, Semih Arı (Yelbegen) ve Adem Düzgünsıvacı (Beleth) gibi deneyimli isimler bulunuyor. Yüz Karası, tek bir kişinin ötesine geçen bir kolektif enerjiyle metal sahnesine yeni bir soluk getiriyor. Yüz Karası'nın müziği, metal tutkunlarını büyüleyen ve derin bir müzikal keşfe çıkaran güçlü bir ifadeyle dolu. Grubun edebi ve simgesel yaklaşımı, ateizm, ölüm ve karanlık gibi evrensel temaları ustalıkla işliyor. Yüz Karası, karanlık sanatıyla ölümün nihai yolculuğunu anlatmaya devam ediyor.

[ProgTurk] ProgTurk Genel Sohbet

[ProgTurk] ProgTurk Genel Sohbet

    Sohbet etme izniniz yok.

    Configure browser push notifications

    Chrome (Android)
    1. Tap the lock icon next to the address bar.
    2. Tap Permissions → Notifications.
    3. Adjust your preference.
    Chrome (Desktop)
    1. Click the padlock icon in the address bar.
    2. Select Site settings.
    3. Find Notifications and adjust your preference.